Ligin 12. Haftası da mağlubiyetle geride kaldı. Cuma günü oynanan Rizespor maçından sonra benim de tüm taraftarlar gibi beklentim; Muzaffer Bilazer’in vakit kaybetmeden istifa etmiş ve Erzurum’dan ayrılmış olmasıydı. Cuma bitti, Cumartesi geçti, Pazar da geride kaldı ve bugün oldu Pazartesi. Size şu kadarını söyleyeyim, eğer bu mesele bugüne kadar sarktıysa, bu saatten sonra kimse istifa beklemesin. Çünkü istifa edecek bir hoca, mağlubiyetinden sonraki üçüncü günü beklemez. Bana öyle geliyor ki, spor haberimizde de belirttiğim gibi, Muzaffer Bilazerle yola devam edilecek. Muhtemelen şöyle oldu; hocaya dediler ki, sen 8 haftadır nasılsa cezalısın, takımını saha kenarında yönetemedin. Hele bir-iki hafta da saha kenarında kal ve bakalım ne olacak? Sizin aklınıza başka bir şey geliyorsa bilmiyorum ama benim aklıma bundan başka bir şey gelmiyor. Çünkü gelinen noktaya bakarak hiçbir yönetimin Muzaffer Bilazer’e sabredeceğini sanmıyorum. Bu yüzden geriye bir tek alternatif kalıyor,o da Bilazer’e saha kenarında bir-iki maç daha şans vermek… Sanki Muzaffer hocanın tribünde oturmasıyla saha kenarında olması arasında bir fark varmış gibi. Hem mesele sahanın kenarı ya da tribün değil ki, mesele bu takımın futbol oynamaması ve sahada geziniyor olması. Bu sebeple Bilazer’in saha kenarında olmasının takıma hiçbir şey katmayacağını düşünüyorum ben. Hatta onu da geçtim, oyuna kendisini bile dahil etse, kadroda bile yer alsa hikaye. Çünkü bu takımın oyun sorunu var, maç bitse de bir an önce çıkıp gitsek modundalar. Bu takım çalışmıyor, çalıştırılamıyor, bu takım koşmuyor, koşturulamıyor. Yani Bilazer saha kenarına inecek de ne olacak; takım futbol oynamayı mı öğrenecek?
Kim ne derse desin, bu takımda bir iş var, daha doğrusu bu işte bir bit yeniği var. Ve yine kim ne derse desin bu bit yeniğinin de Muzaffer Bilazer’le ilgisi var. Hadi buyurun bekleyin bir-iki hafta daha ve alımınızı alıp oturun aşağıya! Nasılsa Erzurumspor’u elinizde etmişsiniz oyuncak!