Neredesin ey ahlak?

Önce pandemi, ardından tüm dünyada baş gösteren küresel ekonomik kriz, Türkiye ekonomisine dönük gelişmeler gösterdi ki, toplumda hakikaten de ahlak sorunu var! 
Yükselen maliyetlere tamam… 
Temin ve tedarik zincirindeki diğer gider kalemlerine de tamam… 
İşveren payına tamam, prime tamam, vergiye tamam da… 
Üç liraya satılması gereken malı ya da malzemeyi 15 liraya satmaya çalışmak nedir Allah aşkına? 
Yani insaf ve vicdan bu kadar mı kurudu?
Kurumayı geçtik, yahu bu kadar mı çatladı? 
Krizi fırsata çevirmeye çalışmak nasıl bir anlayış, nasıl bir kavrayıştır?
Tüm maliyetleri çıktıktan sonra üstüne iki maliyet birden fiyat güncellemesi yapmak nedir? 
Bazen işitiyoruz, anlatanlar oluyor…
Vatandaş araba satın almaya gidiyormuş, yok!
Liste fiyatı diyelim ki 1 milyon 250 bin lira… 
Gelin görün ki, bunun üstüne ek olarak 200-250 bin lira daha veren anında araba sahibi olabiliyormuş…
Üstelik de kayıt dışı… 
Sonra gıda…
Fiyatı yükselecek umuduyla koli koli yumurta stoklayıp en olmadık zamanda piyasaya sürmek nedir? 
Kokuşmuş bu yumurtaları, insanların kursağına sokmak nedir? 
Stokçuluk… 
Karaborsacılık… 
Fahiş fiyat uyanıklığı nedir Allah aşkına? 
Bunlar var ya bunlar, ahlaklı bir insanın kesinlikle tamah ve tenezzül etmeyeceği işler… 
Ama toplumun geneline bakıyoruz; neredeyse hemen herkeste bir vurgun, bir talan, bir yalan ve dolan telaşı var… 
Hemen herkes bir yerlerden, kenardan, köşeden, ucundan ve köşesinden götürebilmenin derdinde… 
Ahlakı, haramı, helali düşünen ve dert eden neredeyse hiç yok gibi… 
Düşünebiliyor musunuz? 
Adam, iki yıl önce 300 bin liraya satın aldığı evin 2 milyon, 150 bin liraya aldığı arabasının 1 milyon lira olmasına seviniyor… 
Hâlbuki ucuzlayan karakterinin farkında bile değil… 
Bu ve bunun gibi daha birçok örnek verilir de, buna ne satırlar yeter ne de sütunlar… 
Tek bir kurtuluş yolumuz var, dua… 
Yanlış anlamayın, kendi kendimiz için o da! 
Çünkü yoldan o kadar çok çıkmışız ki, bizi bu kirden ancak Mevla arındırır, bu gaflet uykusundan ancak Mevla uyandırır…