Dün Erzurumspor’la ilgili olarak kimler başkanlığa talip diye şöyle bir araştırma yaptım. Kulüp yöneticiliğine ilgi duyanlar arasında yaptığım araştırmalardan çok ilginç sonuçlar elde ettim. Birçok sonuç elde ettim ama sadece bunlardan birisi bile işlerin nasıl yürütülmek istendiğini ortaya koydu.
Şu kadarını söylemeliyim ki, kulübü yönetmek isteyenlerin tamamının kafasında bir kere Sekmen faktörü var. Hemen hepside istiyor ki, kulübün borçlarına Sekmen teminat versin. Yani demek istiyorlar ki, her sıkıştığımızda imdadımıza Mehmet Sekmen yetişecekse, biz bu işe girelim, kulübe yönetici olalım. Ama Sekmen bu borçlar için bize el vermeyecekse biz bu işe hiç girmeyelim.
İyi güzelde, böyle başkanlığı bende yaparım, hata benim ninemde yapar. Çok şey bilmesine gerekte yok, borçları Başkan Sekmen öder, ninemde başkan olur. Hiç kimse kusura bakmasın, böyle bir başkanlık şeklide lütfen hiç konuşulmasın. Ona bakarsanız Ahmet Dal gibide hiç kimse başkanlık yapmadı. Sıkıntılı bir dönemde elinden gelenin en iyisini yaptı ve takımı ligde tutmayı başardı. Onun yerinde kim olsaydı, bu takım küme düşerdi. Başkan Sekmen destek olmadı mı, yine oldu. Ama Ahmet Dal hiç olmazsa Sekmen’in emeklerini suya dökmedi.
Yani aynı şartlarda başkanlık yapacak olduktan sonra zaten Ahmet Dal var, izi kim ne yapsın? Borçları madem Sekmen ödeyecek, o zaman kimin başkan olacağınada Sekmen karar versin, ki bu en tabii hakkıdır onun.
Gelelim bu şartla aday olacağını sağda solda dillendiren isimlere. Hiç kusura bakmayın, bu borçların nasıl ödeneceğine dair bir projeniz, taslağınız ve tasarınız yoksa hiç bu işe girmeyin. Taşın altına koyacağınız eliniz ve cesaretiniz yoksada bu işe girmeyin. Ne kulübe vakit kaybettirin ne de camiayı üzün. Çünkü hiç kimse davulu kendi boynuna asıp tokmağı başkasına vermez.