Kemal Kılıçdaroğlu’nun seccade üzerinde ayakkabılarıyla verdiği pozu herkes bir şekilde gördü, değerlendirdi. Kemal Kılıçdaroğlu çok özgün olduğunu söylese de, bu durum CHP’nin dini değerlerimize karşı sergilediği tutumu elbette gizlemeye yetmeyecek.
Benim mesela şu dikkatimi çekti: o fotoğraf karesinde sol başta duran kişi Canan Kaftancıoğlu değil mi? Ve bu kadın, kocasının 15 dakikada bir buçuk porsiyon domuz etini yemiş olmasıyla iftihar eden kişi değil mi? Evet o kişi.
Yani böyle bir durumda bunların seccade üzerine ayakkabılarıyla çıkmış olmasına niye bu kadar şaşırıyoruz, ben de onu anlamadım.
Yakın geçmişe bakalım, şehit ailesine kim küfretti? CHP’nin kurmaylarından birisi. Ramazan ayında içki içenler, barlarda, tatil beldelerinde bikinili pozlar verenler kimlerdi? Yine CHP’li olanlardı. Şuna bir açıklık getireyim ki, yanlış anlaşılmasın! Kimsenin ne yediği, ne içtiği ve özel hayatı beni ilgilendirmez; burada benim dikkat çekmek istediğim mesele, hassasiyet meselesi. Yani Ramazan hassasiyeti, yani seccade hassasiyeti, yani dini değerler hassasiyeti. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu! Sen domuz eti yemekle övünen İstanbul İl Başkanı ile birlikte aynı karedesin ve seccade üstünde ayakkabılarınla poz veriyorsun, ondan sonra da üstüne görmedim diyerek özür diliyorsun. Yapma be Bay Kemal! Sen ahaliyi ahmak kendini de uyanık zannediyorsun galiba. Sen kalkar sırf takiyye yapmak için cami-cami, türbe-türbe gezersen eğer, Allah da seni öyle şaşırtır işte… Domuzcu Canan’ı yanına denk getirtir, seni de o seccadenin üzerine çıkartır… Peki sadece şaşıran Kemal Kılıçdaroğlu mudur? Hayır, Temel Reis’in Saadet Partisi ile Meral ablanın İP’i de şaşıranlar arasındadır. Hem şaşırmış olmasalar kimlerle iş tuttuklarını şimdiye dek çoktan görmüş olmaları gerekirdi.