Sanat mı, siyaset mi?

 

Atilla Taş vardı, bilirsiniz… 
Şarkıcıydı; öyle ki, hangi eseri ya da seslendirdiği şarkı meşhurdu, onu bile hatırlamıyoruz… 
Bir ara şarkıcılıktan ziyade siyasete soyunmuş, solculara ve tüm muhaliflerin alayına yaranabilmek için bulduğu her fırsatta Cumhur İttifakına sallayıp duruyordu… 
Hakkında dava açılınca ve o dava görülmeye başlanınca, dün bir açıklama yapmış… 
Demiş ki: 
-Cumhurbaşkanı’na saygı duymak zorundayız… 
Sonra eklemiş: 
-Ben sosyal medya paylaşımımda Cumhurbaşkanına hakaret etmedim, ekonomi kurmaylarını eleştirdim…  
Görüyor musunuz? 
Sanatçılarımızın düştüğü şu duruma bakar mısınız? 
Halbuki ne gereği var? 
Ne lüzumu var sanki bu işlere girmenin? 
Misal çok sanatçı tanıdık, çok şarkıcı gördük… 
Ama onların birçoğunun hangi partili olduğunu ne bildik, ne duyduk, ne de bu yöndeki atraksiyonlarını gördük… 
Onlar dün de sanatçıydılar, bugün de sanatçılar, yarın da sanatçı kalmaya devam edecekler… 
Siyasi görüşleri, destekledikleri siyasi partileri elbette olacak… 
Ancak bu durum sanatlarının, daha doğrusu sanatçılıklarının önüne geçmeyecek… 
O zaman tadı kaçıyor çünkü…
O zaman kendilerine duyulan sempatinin yerini başka şeyler alıyor… 
Araya bir de gaz verenler eklendi mi ve hele de kabul görme ihtiyacı hissediyorsa bu sanatçı, yandı gülüm keten helva… 
Maalesef Türkiye’de sanatçı diye geçinen çoğu kimse bu durumda… 
Sanatlarıyla değil, gerekli-gereksiz, anlamlı-anlamsız çıkışlarıyla ön plandalar ne yazık ki… 
Her neyse… 
Yazımızın sonuna doğru şu Atilla Taş hangi parçaları seslendiriyordu diye internette bir arama yapalım dedik ama… 
Çıkan sonuçlarda sanatçının daha çok politik duruşuna yönelik haberler vardı… 
Ne demek istediğimiz öyle zannediyoruz ki anlaşıldı…