Önümüzdeki sene seçim var ve şimdiden hazırlıklar da başladı gibi. Geride bıraktığımız son bir yıllık dönemde yaşanan özellikle ekonomik odaklı sıkıntılar, hiç şüphe yok ki, iktidar için çok çetin bir imtihan olma özelliği taşıyor. Bu imtihandan yüzünün akıyla çıkabilirse zaten mesele yok; ancak hayat pahalılığı ve mevcut gidişatta bir değişiklik olmaz ise, seçmenin kanaat notu hiç de iyi olmayacak. Sonuçlar bir kere muhalefetin istediği gibi olmayacak, orası kesin; fakat şu bir gerçek ki, iktidar partisi de bu süreçten hırpalanarak çıkacak. Ama dediğim gibi, eğer bu gidişat böyle devam ederse…
AK Parti iktidarının bu sancılı süreçten asgari hasarla çıkabilmesi için çok sıra dışı bir hamle yapması gerekiyor, orası kesin.
EYT’liler başta olmak üzere, sözleşmeli çalışanların kadroya kavuşturulması gibi konular elbette önemli, ancak yeterli değil. Vatandaş şu anda cebinde olana bakıyor; maaşlar iyileştirildi, asgari ücrete büyük ölçüde zam yapıldı, ona da kabul. Ve fakat unutmamak lazım ki, geçen yıl ki ücretlerle bu yılın ücretleri arasındaki fark nasıl arttıysa, aynı şekilde hayat pahalılığı da boy gösterdi. Örneğin geçen yıl bu zamanlar benzinin litresi 7-8 lira aralığındaydı, şimdilerde ise 25’lerde. Dolayısıyla maaşlardaki artışa sürekli vurgu yaparken, etiketlerdeki artışı ve zorlaşan ekonomik koşulları da dikkate almak lazım.
Yani işin sırrı ekonomide, hükümet bu anlamda usturuplu ve ikna edici adımlar atmalı ve ceplerdeki bu ateşi söndürebilmelidir.
Bir diğer husus ise, artık kadroların değiştirilmesi gerçeğidir. Bunu TBMM’deki sandalyeler için de söylüyoruz, illerdeki teşkilatlar için de. Çünkü birçok il teşkilatının ne yazık ki, seçim kaldırabilecek enerjisi de yok, öyle bir kaygısı da yok!
Umuyorum seçim sonrasında “ben demiştim” demek zorunda kalmam…