SIKINTI BİZDE…

Erzurum’un turistik potansiyelini herkes bilir, bunu anlatmaya gerek yok. 
Kış turizmi, yayla turizmi, sağlık turizmi, termal turizm, fuar ve kongre turizmi, yaz turizmi, doğa ve spor turizmi…
Say say bitmiyor turizm özelliklerimiz. 
Saymayla bitiremiyoruz ama bu potansiyelleri değerlendirebiliyor muyuz bir de ona bakmak lazım. 
Ne yazık ki Erzurum’un turizm güzellikleri ve özelliklerini tam anlamıyla ele alamadık, değerlendiremedik. 
Çok rahatlıkla şunu ifade etmeliyim ki, bunca güzellik başka bir şehirde olsaydı, emin olun o şehri şu anda bütün Türkiye ve dünya konuşuyor olurdu. 
Hani bir söz var ya; “Su akar Türk bakar” diye, aynen o misal. 
Elimizde bunca nimet varken, maalesef biz bu nimetleri sadece seyretmekle meşgul oluyoruz. 
Bir örnek vermek gerekirse, dünyanın en uzun pistlerine ve yine en kaliteli kristal karına sahibiz; fakat Uludağ kadar, Erciyes kadar adı geçmiyor Palandöken’in…
Türkiye’nin ilk ve tek kayaklı atlama kulesinin sahibiyiz, bunu ne bilen var, ne de duyan. 
Bir kafeterya koymuşuz üstüne hepsi bu!
Çay içiriyoruz koskoca atlama kulelerinde. 
Bu ve bunun gibi o kadar çok örnek sıralarız ki, ne başı gelir ne sonu. 
Uzun sözün kısası, her türlü nimetimiz var ve biz bu nimetleri sadece seyrediyoruz. 
Sıkıntı bizde demek ki!
Anlayan beri gelsin!