Siz bakmayın öyle taraftarın takıma küstüğü ya da uzak durduğu yönündeki söylentilere. Eskiler der ki debbah sevdiği deriyi yerden yere vururmuş diye. Erzurumsporda aynı işte. Taraftar takımını o kadar çok seviyor ki mağlubiyetini kesinlikle kabullenemiyor aklı sıra gönül koyuyor. Aslında bu gönül koyma da tamamen sevdiğinden ve mavi beyaz renkleri sevdalı olduğundan.
Ankara deplasmanından aldığımız üç puan ve ardından taraftarın yaşadığı coşku şunu gösterdi. Bu taraftar takımını seviyor ve hiçbir koşulda da sırtını dönmüyor. Düşünün ki Karıkoca arasında baba evlat arasında anneyle kızı arasında bazı bazı sitemleşmeler gönül koymalar bile oluyor. Böyle bir durumda taraftarın takımına duyduğu sevgiden dolayı gönül koymuş olması çok anormal bir durum mu sizce de? Bana sorarsanız değil çünkü Erzurumspor taraftarı tutup tutup yarıda bırakan bir taraftar değil. Kızar söylenir homurdanır eleştirir öfkelenir ama kesinlikle takımını gönlünden çıkartmaz.
Ben şahsen Erzurum sporun taraftarları ne özel bir yere koyduğum gibi Erzurumsporlu futbolcuların da kendilerini ayrıcalıklı olarak hissetmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Gerçekten de mavi beyazli takımın taraftarları futbolcularını o kadar çok Özümsüyor ve içselleştirıyorki belki de bu durum hiçbir kulüpte yaşanmıyor. Erzurumspor taraftarı takımının tüm oyuncularını ailesinden daha doğrusu yüreğinden bir parçaymış gibi görüyor. İşte futbolculara da bu sevgiye bu sevdaya ve böylesine kocaman yüreklere layık olmak düşer.