İlki 14 Mayıs ikincisi 28 Mayıs’ta yapılan seçimlerin ardından artık siyasette yeni bir dönem başlamış oldu. Meclis’te sandalye çoğunluğunu elinde bulunduran Cumhur İttifakı cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kazanmasıyla birlikte elini daha da güçlendirmiş oldu.
Tabi asıl sorumluluk bundan sonraki dönemde başlıyor. Atılacak ilk adımın AK Parti ve MHP özelinde öncelikle seçim analizi olacağını düşünüyorum.
Yani her iki partide hangi ilde ne kadar oy aldı hangi ilde oylar kayba uğradı gibi SORULAR üzerinden mutlaka bir analiz yapacaktır. Erzurum üzerinde değerlendirme yapmak gerekirse, oyların düşme sebebi bence çok iyi irdelenmelidir. En basit örnekle cumhurbaşkanı Erdoğan’ın altı oylarla ak partinin aldığı oylar arasında uçurumlar kadar fark var. Bunun elbette bir nedeni olmalı ve bu neden çok yakından incelenmelidir. Oyların azalmasına sebep olan faktörler nelerdir; sonuçta bu oy kaybı bir tepkinin göstergesidir. Bu tepki neden ortaya çıkmıştır? Parti yöneticilerine gösterilen bir tepki midir, listeye gösterilen bir tepki midir? Artık tepkinin sebebi her ne ise iyice irdelenmeli ve yerel seçimler öncesinde varsa sorun mutlaka giderilmelidir.
Diyelim ki bu tepkiler liste kaynaklı ise, listeleri hazırlayanlar, listelerdeki isimleri ve sırlamalarını belirleyenler önce bir hesap vermelidir. Kimse kusura bakmasın ama bunun mutlaka bir karşılığı olmalıdır diye düşünüyorum. Bunu bütün partiler için diyorum; eğer ortaya çıkan tepki listelerin bir sonucu ise, emeği geçenlerden bunun acısı çıkartılmalıdır. çünkü bu biraz da tabanı hafife almak ve dayatmada bulunmak demektir. Yani seçmen ne düşünürse düşünsün biz bildiğimizi okuruz demektir. O yüzden ben bu tavrın yanlış olduğunu özellikle belirtiyor, tabana rağmen bildiğini okuyan her kim varsa canına okunması gerekir diye düşünüyorum. yoksa kuru kuruya seçim analizi yapmanın bir anlamı yok.