Türkiye çok sıkıntılı bir dönemden geçiyor . Maraşta meydana gelen ve on ilde etkili olan deprem felaketinin ardından herkes bir şeylerin derdine düştü. Vicdan sahibi olan herkesin depremde kaybedilen canlar için ağladığı bir dönemde vicdanını çatlamış olanlarda siyasi rant peşine düştü.
Sosyal medyada dönen dolaplar oluşturulmaya çalışılan algılar zannediyor musunuz ki tesadüfen gelişen şeyler . Hepsi planlı hepsi hesaplı hepsi önceden programlanmış hamleler. Çok açık ve net olan bir durum var ki oda deprem felaketine fırsata dönüştürmek isteyen çevrelerin çokluğudur. Burada meseleye partiler üstü bir gözle bakmak gerekir. Siyasi görüşü savunursa savunsun o Siyasal yapılanma sonuç itibari ile bu milletin parçasıdır. Milletin hassasiyetini görmezden gelmekse bir siyasi partinin yüklenenmeyeceği kadar büyük bir vebaldir. Altını çizmeye çalıştım husus şu: Türkiye Çetin bir sınavdan geçiyor. Bu sınavı kaybedersek; enkazın altında sadece 10.000’ler değil milli birlik ve beraberliğimiz bağımsızlığımızda kalmış olacak.
Hayır anlamıyor musunuz burada bazılarının asıl meselesi deprem falan değil . Onların binlerce insanın en kaz altında kalmış olmasını umursadıkları da yok. Adına ister küresel işgal diyin isteseniz psikolojik harp diyin. Ne derseniz diyin Türkiye’nin başında çok ciddi bir dolap dönüyor. O zaman hepimiz için Tatar Ramazan olma vaktidir.
Çünkü biz bu oyunu bozarız!