Türkiye’de siyasi partiler yasasının değişmesinden bahsedilir ama bu konuda niyeyse hiç adım atan olmaz. Çünkü mevcut şekliyle bu yasa, parti liderlerini dokunulamaz bir hale getiriyor.
Özellikle seçim dönemlerinde bu durumu çok daha iyi gözlemleyebilirsiniz. Teşkilatların hiçbir önemi yoktur, çünkü kimin milletvekili olacağına, kimin belediye başkanı olacağına partinin en üst yönetim kademesi karar verir.
Halbuki bu model çok yanlış bir model olarak karşımızda duruyor. Eğer teşkilatların bu konuda bir söz hakkı yoksa ve olmayacaksa o halde teşkilat olmanın da bir anlamı yoktur bana göre.
Bu Türkiye’deki siyasi partilerin tamamına yakınının bir sorunu ama gelin görün ki en çok da Ak Partide kusursuz bir biçimde işliyor.
Mesela ben 2002 seçimlerinden bu zamana kadar Ak Partide yapılan teşkilat yoklamalarının gerçekten hangi işe yaradığını anlamış değilim.
Hatta ilk yıllarda bu teşkilat yoklamalarının sonuçları kamuoyuyla paylaşılırdı, ama sonraki yıllarda bu gelenek ortadan kalktı.
Erzurum’da teşkilatlar oylama yapıyor ama sonuçları kimse bilmiyor. Sonuçlar doğrudan genel merkeze gidiyor.
Eskiden kağıt pusulalarla oylama olurdu, şimdi bilgisayar üzerinden yoklama yapılıyor.
Bu bile sonuçların hiçbir anlamının olmadığını gözler önüne seriyor.
Hatırlayın önceki seçimlerin yoklamalarını, teşkilat yoklamalarında ilk 10’ü girenlerden listeye giremeyenler bile oluyordu, hatta liste birincisi çıkanların bile listeye giremediği oluyordu.
Bu da demek oluyor ki, teşkilat yoklamalarının yahut bir diğer ifadeyle teşkilatların ne istediğinin genel merkez için hiçbir önemi yoktur. Çünkü genel merkez ne derse, odur, herkes o karara itaat etmekle mesuldür.
İşte bu yüzden milletvekili olanların da, belediye başkanı olanların da, teşkilatlara ve halka minnet borcu yoktur.
Onların minnet borçlu oldukları tek yer, genel merkezdir. O halde niye böyle yapılıyor derseniz, teşkilatın da sonuçta kendisini önemli hissetmeye ihtiyacı var, öyle değil mi?