Camiamızda hemen her meslektaşımız yapıyordur bu haberi:
-Erzurum’da araç sayısı şu kadar oldu, trafiğe yeni çıkan araç sayısı şöyle oldu, kişi başına bilmem ne kadar araç düşüyor, diye…
İyi, güzel, hoş da…
Bu araçlar nasıl seyreder, nereye park eder ve trafik yükünü hangi yollar çeker diye sorup sorgulayanımız pek yok maalesef…
Dün İsmail Uslu ağabeyin kaleme aldığı habere denk gelince, Erzurum’daki trafik çilesinin sadece bizim ilgi alanımıza girmediğini gördük…
Gördük ve de buna çok sevindik…
Düşünebiliyor musunuz?
Törenler için geçici de olsa bir güzergah kapatıldı mı, koskoca bir şehrin trafiği alt-üst oluyor…
Dün mesela…
15 Temmuz etkinlikleri için trafiğe kapatılan Cumhuriyet Caddesi’nin, aslında şehir trafiğinin kalbi olduğuna bir kez daha tanıklık etmiş olduk…
Hem öyle bir kalp ki, atmadığı her saat ve her dakika, şehrin diğer arterlerini tıkayıp resmen pıhtı attırıyor insan beynine…
Tabi tek sebebi bu da değil!
Gelişgüzel parklar…
Dubalarla kapatılan kaldırım ve yollar…
Denetim yetersizliği…
Cumhuriyet Caddesi’nden başka bir noktada niyeyse boy göstermeyen trafik ekipleri…
Vesaire, vesaire…
Bu sebeplerin hepsi bir araya gelince; her an ve her koşulda evlere şenlik manzaralar oluşuyor Erzurum’da…
Tamam, alternatif ulaşım ağları da açılmalı ve yapılmalı…
Ve fakat bu öyle akşamdan sabaha denk düşecek bir iş olmadığına göre; hiç olmazsa diğer sebepleri kaldıralım ortadan…
Çok mu zor yani?
Her şey kameralardan plaka okutup ceza kesmek değil ki!
Ara sıra da, asli vazifeleri yerine getirmek lazım, öyle değil mi?
Eğer öyleyse…
Vatandaşa bu çileyi ne diye çektiriyorsunuz, söyler misiniz?