Ortadoğu’da sular durulmuyor, üstüne İsrail’in yayılmacı politikası doğrultusunda genişletmeye çalıştığı savaş, dört bir yanımızı abluka altında tutmak suretiyle ülkemize diş bileyen sansarlar ve daha neler neler…
Farkında mısınız?
Türkiye’ye kefen biçmeye çalışanlar var karşımızda…
Alayı bir olmuş; ABD’si, İsrail’i, İngiltere’si, Fransa’sı… Hele bir teklemeye görelim, bakın bakalım ki bu liste nasıl da uzadıkça uzuyor…
Peki, biz ne yapıyoruz?
Birbirimize çalıp duruyoruz resmen; ne elimiz rahat duruyor, ne dilimiz!
Evet, ekonomik sıkıntılardan geçiyoruz, krizi derinlemesine yaşıyoruz, enflasyonun altında inim inim inliyoruz, bu doğru…
Fakat bizi bu cendereyle oyalayıp tepemize binme rüyasını görenler var…
Fırsat mı vereceğiz onlara?
Enerjimizi ve tüm dinamiklerimizi birbirimizi yemek için mi tüketeceğiz?
Bakın!
Türkiye’de ilginç olaylar yaşanıyor, toplumun dikkati farklı noktalara, farklı hadiselerle hiç de gündemde olmayan mevzulara çekiliyor, çekilmek isteniyor…
Sebep?
Sebep ortada:
Büyük fotoğrafı görmemizi kesinlikle istemeyenler var…
Tehlikeyi farketmemizin önüne geçmek, asıl hedefi ıskalamak suretiyle hedefimizi saptırmak isteyenler var…
Biz ne yapıyoruz?
Birbirimizi yiyoruz…
Vakit, o vakit değildir efendiler!
Vakit, birlik ve beraberliğimizi perçinleme ve birbirimize daha da kenetlenme vaktidir…
Bugün 29 Ekim, Cumhuriyet’in ilan edilişinin 101. Yılı…
Gelin, bugünü milat kabul edelim ve düşmanlarımıza karşı eşi görülmemiş bir ruha bürünelim…
Yarın çok geç olabilir!