Ülke olarak büyük bir felaketi yaşadığımız şu günlerde her gün yeni acılar ve yürek burkan yeni insan hikayeleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Gerçekten zor bir durum ve millet olarak çok müşkül bir dönemden geçiyoruz.
Atalarımızında dediği gibi, bir musibet bin nasihatten evladır. Bu deprem dolayısıyla bir kere daha anlamış olduk ki, yapısal olarak çok ciddi tedbirler almamız gerekiyor çünkü tamda deprem fay hatlarının üzerinde kurulu bir ülkeyiz. Deprem bizim ülkemiz için karşı koyulamaz bir gerçek.
Bu saatten sonra niye böyle olduları nasıl olduları konuşmamızın bir anlamı yok. Olan oldu, giden gitti, canlar koptu hayattan. Bu tartışmaları sürdürmenin kaybettiğimiz canları geri getirmesine imkan yok fakat biz gerekli tedbirleri alırsak, yeni canları kaybetmemiz oluruz. Buda bizim elimizde.
Yapılaşmayla ve imarla ilgili kanunların tamamını gözden geçirme vaktimiz gelmiştir. İnşaatları çok sıkı bir biçimde denetlememiz gerektiği de bir başka hakikattir. Bu yüzden şu sıkıntılı günleri bir nebzede olsa geride bıraktıktan sonra atmamız gereken ilk adım budur. Kanunlarda nerede boşluk varsa, imarla ilgili yoruma bile fırsat bırakmayacak yeni düzenlemeler getirmeli ve sorumsuzluk yüzünden yüksek tabutlar inşa edilmesine rıza göstermemeliyiz. Acilen yapmamız gereken budur!