Gazetemizde de birçok kez ele alındı, şahsen ben de bir-iki kez bu konuya değinmiştim. Erzurum’da son yılların en bereketli sezonu yaşanıyor, yağışların oldukça fazla düştüğü Erzurum’da bu yıl yaylalar, meralar, tarlalar, bağ ve bahçeler gerçekten de bereket fışkırıyor.
Buraya kadar her şey güzel, ancak çiftçiyi endişelendiren bir husus var, o da maliyetlerin yüksek oluşu. Neyin maliyeti diyecek olursanız, hasat maliyeti. Sonuçta tarlalarda traktörler çalışacak ve doğal olarak su yakmayacaklar. Motorin fiyatları malum, benzindeki fiyat indirimleri motorini pek etkilemedi, bu yüzden üreticinin şu anda eli kolu bağlı durumda. Bolluk bereket var, buraya kadar tamam ama bu bereketten istifade edilebilmesini sağlayacak olan emek çok pahalı. Topraktan elde edilecek ürün ne kadar çok olursa olsun, gider olarak aslan payı mazot masrafına gidecek. Daha bunun gübresi, suyu, iş gücü ve emeği var. Dolayısıyla sezon sonunda bu tablo karşısında çiftçi sadece karın tokluğuna çalışmış olacak.
Benim önerim şuydu, herkes için bu mümkün görünmüyor olsa da, sadece çiftçiler için mazota yönelik bir teşvik ya da sübvansiyon uygulanabilir diye düşünüyorum. Çiftçilerden çiftçilik belgesi isteniyor ve bu belge karşılığında nasıl ki Tarım Kredi Kooperatifleri kredi bile kullandırıyorsa, aynı belgeyle çiftçinin ucuz mazot ihtiyacı da pekala giderilebilir.
Bunun altyapısını bakanlık oluşturabilir, tarlasından elde edeceği ürünün motorin kurbanı olmaması için bakanlık ucuz mazot seferberliği başlatılmalı ve çiftçinin maliyetine ortak olunmalıdır. Eğer üretim diyorsak, üretimle kazanacağımıza inanıyorsak, o halde benzer bir formül üzerinde durulabilir. Ben böyle bir adımın atılabileceğine ve imkanlar dahilinde olacağına inanıyorum.
Çünkü istedikten sonra hiçbir şey imkansız değildir.